Ana içeriğe atla

Yirmi Yaş Dişi Korkusu...

Yirmi Yaş Dişi Korkulu Rüyanız Olmasın !

Yirmi yaş dişi, diğer bir isimle akıl dişi, bir çok insan için korkutucu bir fenomendir. Genel populasyonun çok büyük bir kısmı yirmi yaş dişlerinden sıkıntı yaşamakta ve dental kliniklere başvurmaktadır. Bu fenomen abartılıyor mu? Yoksa gerçekten korkulacak bir şey var mı? Bu biraz da bizim beklentilerimizle alakalı...Diş Hekimi Cansın Özgür, 20 yaş dişlerin doğru pozisyonda çıkması ve çevre dokulara zarar vermemesi halinde bu dişin yerinde kalmasında bir sakınca olmadığını belirtiyor.

Yirmi yaş dişi, 7 yaşından 25 yaşına kadar gelişmektedir. 9 yaşında radyografilerde de görülmeye başlayan yirmi yaş dişi, 14 yaşında “kuron” denen üst bölgesinin oluşumu tamamlanır. 16 yaşına gelindiğinde, kök oluşumunun %50’si tamamlanır. Bundan sonra çeneninde gelişimi ile beraber yirmi yaş dişi için yer oluşmaya başlar. 18 yaşında kök oluşumu tamamlanır. 24 yaşında, yirmi yaş dişlerinin %95’i bütün haraketlerini tamamlar. Bu aşamada diş ya çıkış yolunu takip edip sürmesini tamamlar, ya da farklı bir yöne doğru kendine çıkış yolu yaratmaya çalışır. Problemler, bu aşamaların herhangi birinde oluşabilir.

Farklı yöne çıkan, gömülü kalan veya herhangi bir patolojiye sebep olan bu yirmiyaş dişleri, neden normal seyirlerinde süremezler? Aslında bu durumu açıklamak için zaman içinde bir çok farklı açıklama yapılmıştır. Bunlardan bir kaçına örnek vermek gerekirse;

• Yirmi yaş dişlerinden birden fazla kök varsa bunların farklı süreçte gelişmesi dişlerin normal seyrinde sürmemesini sebep olabilmektedir.

• Diğer bir sebep ise diş genişliklerinin fazla, fakat çenedeki alanın az olmasıdır. Buna bağlı olarak diş sürmesini tamamlayacağı alana ulaşamaz.

• Gelişim sırasında oluşan sıkıntılar da bu sebeplerin içinde sayılabilmektedir.

Peki her yirmi yaş dişi çekilmeli midir? Veya hangi yirmi yaş dişi çekilmelidir?

Maalesef gömülü yirmi yaş dişi, genelde hastalarda çok ciddi problemlere sebebiyet verir. Örnek vermek gerekirse,

• Yarı gömülü yirmi yaş dişinin çevresinde oluşan iltihapın (perikoronitis) sebep olduğu, çok ciddi ağrı tablosu

• Çevre dişlerde çürük oluşumuna sebep olma

• Dişlerde sıkışıklık dolayısıyla şekil bozukluğuna yani ortodontik problemlere sebep olma

• Yirmi yaş dişi kaynaklı kist veya tümör oluşumuna zemin hazırlama

• Bulunduğu bölgedeki kemiği enfeksiyon benzeri oluşumlarla eritme

• Çene kırığına sebep olabilme

• Açıklanamayan ağrı tablosu , yirmi yaş dişlerinin oluşturabildiği problemlerin başında gelmektedir. Ama bu bütün risklere rağmen biz “Bütün yirmi yaş dişleri çekilmelidir.” gibi bir tespit yapamayız.

Eğer bir yirmi yaş dişi sürmüşse ve aktif olarak kullanılıyorsa veya gömülü yirmi yaş dişi herhangi bir probleme ne hasta açısından ne de diş hekimi açısından neden olmuyorsa, çekimi zorunlu değildir.

Fakat gömülü olan bir yirmi yaş dişi ne yazık ki patlamaya hazır bir bomba gibidir. Yapmamız gereken altı aylık düzenli kontroller için diş hekimimize gitmemiz ve bu kontrollerde düzenli olarak yirmi yaş dişlerimizi net olarak gösteren radyografiler aldırmamızdır.

Yirmi yaş dişinin çekimine karar verilmesi durumunda, diş çekimi yapılacak alan sterilizasyon kurallarına uygun olarak hazırlanmalı, alana lokal anestezi uygulanmalı ve dişin çekimi cerrahi prensiplere göre uygun olarak yapılmalıdır.

Yirmi yaş dişi çekimi sırasında hastalarımızın en büyük korkusu, herhangi bir ağrıyı hissetme düşüncesidir. Lokal anesteziler, beyin ile çekim alanı arasındaki sinir iletilerini bloke ettikleri için böyle bir olasılık, doğru uygulanmış bir lokal anestezi ile mümkün değildir. Fakat dokunma ve baskı duyusu sadece genel anestezi ile bloke olduğundan, hasta dokunma ve baskı duyusunu hisseder. Bu, ağrıyla çok karıştırılan bir duyudur. Bu sebeple hastanın ve hekimin bunun ayrımına iyi varması gerekmektedir.

Yirmi yaş dişinin cerrahi çekimi sonrası, reçete edilen ilaçlar düzenli ve zamanında kullanılmalıdır. Ağıza gelen kan kesinlikle tükürülmemelidir. 24 saat süreyle tütün ve tütün ürünleri tüketilmemelidir. Sıcak yiyecek ve içeceklerin tüketiminden kaçınılmalıdır. Operasyon sonrası o bölgeye yüzün dışından soğuk kompres uygulaması, operasyon sonra şişliği en aza indirecek bir durumdur.

Sonuç olarak düzenli Diş Hekimi kontrolü sizi bir çok sıkıntıdan erken teşhisle kurtaracaktır. Hastanın operasyon sonrası düzgün uygulacağı bir bakım en az doğru cerrahi teknik uygulanması kadar önemlidir.

Dt.Ç.Cansın ÖZGÜR

Ağız Diş Çene Hastalıkları ve Cerrahisi

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Dilde Çatlak Neden Olur?

Vücudumuzda en güçlü adale olan dil, mütenevvi faktörlerden etkilenerek çatlayabiliyor. Dil çatlamasının nedenlerini merak ediyorsanız, makalemizde sizler için dil neden çatlar sorusuna yanıt verdik. Dilin yan yüzeyi, ortası veya altı pek çok faktörden etkilenebilir ve bu durumda ortaya dil çatlaması meydana gelebiliyor. Dil çatlaması kimi zaman çok derin yaralar oluşturduğu için, acı veren bir sorun olabiliyor. Dil çatlamasının nedenlerini ortadan kaldırmak, yaşadığınız şikayetlerin giderilmesini sağlar. İşte dil çatalaması sebepleri, nedenleri ve neden kaynaklanır sorusunun yanıtları. Çatlak dil, anemiden beslenme yetersizliğine kadar bir çok faktöre bağlı olarak ortaya çıkabilir. Dilde oluşan çatlakların olası nedenlerinin anlaşılması sayesinde dil yaraları önlenebilir ve bununla ilişkili belirtiler azaltılabilir. Aynı zamanda doktorunuz da en kısa zamanda ve etkili tedaviyi size özel olarak belirleyebilir. DİL ÇATLAMASI NEDENLERİ NELERDİR? Çatlak yada sanki yırtılmış gibi gör...

Diş Macunundaki Renklerin Anlamları

Mutlaka dikkatinizi çekmiştir, diş macunları tüplerinin arka kısmında farklı renkler mevcuttur. Bu renklerin anlamları ve sağlıkla ilişkileri hakkında merak edilenlere yanıt verdik. İşte diş macunu tüplerinin arka alt kısmında yer alan bu renklerin anlamları: Uzmanlar sağlıklı dişlere sahip olmak ve diş problemleri ile karşılaşmamak için günde en az 3 kez, doğru yöntemlerle dişlerin fırçalanmasını, diş aralarının diş ipi ile temizlenmesini ve arada gargara yapılmasını da tavsiye etmekteler. Ağız ve diş sağlığı uzmanlarının bu önerileri dikkate alındığı zaman ne dişlerde ne de diş etlerinde herhangi bir sağlık sorunu ile karşılaşma riski minimuma inecektir. Diş macunları tüplerinin arka bölgesinde yer alan renklerin sağlıkla ilişkili olduğu düşünülüyor. Birçok kişi özellikle de siyah renk bulunan tüplerden uzak durmayı tercih ediyor. Sebebi de, siyah rengin tamamen kimyasal içerikli olduğudur. Peki, gerçekten öyle mi? Diş macunu tüplerindeki renklerin anlamları Diş macunu tüpleri...

Ağız Kokusu Nedenleri Ve Çözümleri

Ağız kokusu hem kişiyi hem de karşısındakileri rahatsız eden bir sorundur ve sizler için makalemizde ağız kokusunun nedenlerini ve çözüm yöntemlerini paylaştık. Ağız neden kokar ve ağız kokusu nasıl giderilir buyurun makalemizden öğrenelim. Çoğu defa ağız kokusu nu nefesi kokan kişiden önce etrafındaki kişiler fark eder ve bu durum ağız kokusu şikayeti yaşayan bireyleri çok zor bir vaziyet içine sürükler. Çok yakını olmadığı sürece kimse kimseye, ağzı kokan kişinin kırılmasından ve utanmasından dolayo kolay kolay ‘ağzın kokuyor’ diyemez. Ancak sürekli mesafeli bir şekilde durmaya çalışır. Tıp dilinde ağız kokusu problemine ‘halitosis‘ denilmektedir ve ağız kokusunu kısaca nefesin hoş olmayan, kötü bir şekilde kokması olarak tanımlayabiliriz. Nedenine bağlı olarak ağız kokusu zaman zaman ortaya çıkan veyahut daimi devam eden bir yakıntı şeklinde görülebilir. Çoğu vakada ağızda bulunan (bilhassa dilin arka tarafında) milyonlarca bakteri ağız kokusunun ana sebepleri başında gelmekte...